ERKEK AYAKKABI TCHIBO

16 Şubat 2014 Pazar

ZÜMRÜDÜ ANKA KUŞU EFSANESİ

Zümrüdü Anka Kuşu olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan kurtulamayacağız...

Zümrüdü Anka Kuşu Efsanesi

ZÜMRÜDÜ ANKA KUŞU EFSANESİ

Rivayet edildiğine göre, kuşların padişahı olan Simurg Anka, Bilgi Ağacı'nın dallarında yaşar ve kendisi her şeyi bilirmiş...

Diğer tüm kuşlar Simurg'a inanır ve onun kendilerini kurtaracağını düşünürmüş. Kuşlar dünyasında her şey ters gittikçe onlar da Simurg'u bekler dururlarmış. Ne var ki, Simurg ortada görünmedikçe kuşkulanır olmuşlar ve sonunda umutlarını kesmişler.

Derken bir gün uzak bir ülkede bir kuş sürüsü Simurg'un kanadından bir tüy bulmuş. Simurg'un var olduğunu anlayan dünyadaki tüm kuşlar toplanmışlar ve hep birlikte Simurg'un huzuruna gidip kendisinden yardım istemeye karar vermişler.

Ancak Simurg Anka Kuşunun yuvası, etekleri bulutların üzerinde olan Kaf Dağı'nın tepesindeymiş. Oraya varmak için yedi dipsiz vadiyi aşmak gerekirmiş.
Birbirinden farklı ve zorlu vadiler:
- İstek
- Aşk
- Marifet
- Hayret
- Tevhid
- Yokluk Vadileri.
Kuşlar, hep birlikte göğe doğru uçmaya başlamışlar. Yorulanlar ve düşenler olmuş.

Güle olan aşkını hatırlayıp, önce Bülbül geri dönmüş, ;

Papağan o güzelim tüylerini bahane etmiş(oysa tüyleri yüzünden kafese kapatılırmış);

Kartal; yükseklerdeki krallığını bırakamamış, geri dönmüş;

Baykuş yıkıntılarını özlemiş,

Balıkçıl kuşu bataklığını özlemiş.

Yedi vadi üzerinden uçtukça sayıları gittikçe azalmış.

Ve nihayet beş vadiden geçtikten sonra gelen Altıncı Vadi "şaşkınlık" ve sonuncusu Yedinci Vadi "yokoluş"ta bütün kuşlar umutlarını yitirmiş... Kaf Dağı'na vardıklarında geriye sadece otuz kuş kalmış.

Simurg'un yuvasını bulunca ögrenmişler ki;

"SİMURG ANKA - Otuz Kuş" demekmiş.

Onların hepsi Simurg'muş. Her biri de Simurg'muş. Simurg Anka'yı beklemekten vazgeçerek, şaşkınlık ve yokoluşu da yaşadıktan sonra bile uçmaya devam ederek, kendi küllerimiz üzerinden yeniden doğabilmek için kendimizi yakmadıkça, her birimiz birer Simurg olmayı göze almadıkça bataklığımızda, tüneklerimizde ve kafeslerimizde yaşamaktan maalesef kurtulamayacağız.


Kaynak: Milliyet Blog

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder